2 Nisan 2015 Perşembe

Inadına Canlı (Vandana Shiva)

İnadına canlı. Bu kitapla da yine takip ettiğim bir kitap eleştirmeni sayesinde tanıştım. İnsanın doğanın efendisi olduğu görüşüne karsı çıkan ve bu amaçla çalışan insanlara hep saygı duymuşumdur. Dolayısıyla, Vandana Shiva’nın özgeçmişini okuyunca, kitaba karsı olan merakım iyice arttı. Elbette ki bunda dünyayı kurtarma hayalim, yüksek lisansımı bölge planlama konusunda yapıyor olmam ve tarımsal kalkınma ile bölgesel eşitsizlik konularına olan ilgimin de etkisi olduğu aşikâr. 
Bence bu kitap, bir öğrenme kitabı. O ne demek diyebilirsiniz; şöyle söyleyeyim, kitabı okurken yanımda kurşun kalem bulunduruyorum ve daha ilk 20 sayfasında bile bir çok yeni şey öğrendim. 
Kitabın ilk bölümü, cinsiyetli gıda politikası. Açıkçası bu bölümü okurken aklıma geçen aylarda okuduğum kurma kız romanı geldi. Orada tohum üretimi ve dağıtımı büyük şirketlerin elindeydi ve deyim yerindeyse dünyayı onlar yönetiyordu. Tabi romanı okuduğumda şuan günümüzde uygulanan gıda politikaları hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ancak inadına canlıyı okumaya başladıktan sonra, 23. yy da gecen kurma kızdaki olaylar o kadar da imkânsız gelmemeye başladı. 

Kitapla ilgili bir başka ayrıntı ise, kitabın feminist bir kitap olması; bilimin bile erkil olduğunu savunan ilginç fikirlere sahip. 
Yukarıda da dediğim gibi, bu kitap kesinlikle bilginizi ve dünyaya, ve dünyada hakim olan politikalara bakışınızı değiştirecek.  Mesela biyoyakıtın petrolün alternatif olabileceğini düşünür desteklerdim, oysa Vandana Shiva aynı fikirde değil. Sonuçta biyoyakıtın, köylerde yemek pişirmek vs. için yakılan gübre, tezek yada bakliyat sapları gibi makul şeylerden değil, mısır, arpa gibi nişasta açısından zengin ürünler, şeker kamışı gibi sakaroz açısından zengin şeylerden üretildiğinden bahsediyor ve gıdanın bu yolla yakıta çevrilmesinin mısır ve soya vb. ürünlerin fiyatlarını arttırarak 3. dünya ülkeleri için boş mideler, dolu tankerlere yol açtığını vurguluyor. Aynı zamanda biyoyakıt üretiminde kullanılan ürünlerin ekimi için bir çok ormanın tahrip edildiği ve  biyoyakıt ürerilirken de oldukça enerji harcandığından, bu yeni çeşit yakıtın, azaltması beklenirken küresel ısınmaya katkı sağladığından bahsediyor. Ve tüm bunları sadece kitabın giriş bölümünde öğrenmiş olmam, açıkçası kitabı okumak için olan hevesimi oldukça arttırdı.  Ancak aslına bakarsanız okuması o kadar kolay bir kitap değil, bir nevi ders kitabı gibi; size yeni şeyler ve farklı bakış açıları öğretiyor, ancak kitaptaki konular ilginizi çekmezse okuması zor olabiliyor.  Dolayısıyla bende zaman zaman okurken sıkılmadım değil. O yüzden ilgimi çekmeyen konuları atlayarak, ilgimi çeken konulara yöneldim. Sonuçta bu bir roman değil, o yüzden böyle yapmakta da bir sakınca görmedim. 




İyi Okumalar ! * * *

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder