İnadına canlı. Bu kitapla da yine takip ettiğim
bir kitap eleştirmeni sayesinde tanıştım. İnsanın doğanın efendisi olduğu
görüşüne karsı çıkan ve bu amaçla çalışan insanlara hep saygı duymuşumdur.
Dolayısıyla, Vandana Shiva’nın özgeçmişini okuyunca, kitaba karsı olan merakım
iyice arttı. Elbette ki bunda dünyayı kurtarma hayalim, yüksek lisansımı bölge
planlama konusunda yapıyor olmam ve tarımsal kalkınma ile bölgesel eşitsizlik
konularına olan ilgimin de etkisi olduğu aşikâr.
Bence bu
kitap, bir öğrenme kitabı. O ne demek diyebilirsiniz; şöyle söyleyeyim, kitabı
okurken yanımda kurşun kalem bulunduruyorum ve daha ilk 20 sayfasında bile bir
çok yeni şey öğrendim.
Kitabın
ilk bölümü, cinsiyetli gıda politikası. Açıkçası bu bölümü okurken aklıma geçen
aylarda okuduğum kurma kız romanı geldi. Orada tohum üretimi ve dağıtımı büyük
şirketlerin elindeydi ve deyim yerindeyse dünyayı onlar yönetiyordu. Tabi
romanı okuduğumda şuan günümüzde uygulanan gıda politikaları hakkında hiçbir
fikrim yoktu. Ancak inadına canlıyı okumaya başladıktan sonra, 23. yy da gecen
kurma kızdaki olaylar o kadar da imkânsız gelmemeye başladı.
Kitapla ilgili bir başka ayrıntı ise, kitabın feminist
bir kitap olması; bilimin bile erkil olduğunu savunan ilginç fikirlere sahip.
Yukarıda da dediğim gibi, bu kitap kesinlikle
bilginizi ve dünyaya, ve dünyada hakim olan politikalara bakışınızı değiştirecek. Mesela biyoyakıtın petrolün alternatif olabileceğini düşünür
desteklerdim, oysa Vandana Shiva aynı fikirde değil. Sonuçta biyoyakıtın, köylerde yemek pişirmek vs. için
yakılan gübre, tezek yada bakliyat sapları gibi makul şeylerden değil, mısır,
arpa gibi nişasta açısından zengin ürünler, şeker kamışı gibi sakaroz açısından
zengin şeylerden üretildiğinden bahsediyor ve gıdanın bu yolla yakıta çevrilmesinin
mısır ve soya vb. ürünlerin fiyatlarını arttırarak 3. dünya ülkeleri için boş
mideler, dolu tankerlere yol açtığını vurguluyor. Aynı zamanda biyoyakıt
üretiminde kullanılan ürünlerin ekimi için bir çok ormanın tahrip edildiği ve
biyoyakıt ürerilirken de oldukça enerji harcandığından, bu yeni çeşit
yakıtın, azaltması beklenirken küresel ısınmaya katkı sağladığından bahsediyor.
Ve tüm bunları sadece kitabın giriş bölümünde öğrenmiş olmam, açıkçası kitabı
okumak için olan hevesimi oldukça arttırdı.
Ancak aslına bakarsanız okuması o kadar kolay
bir kitap değil, bir nevi ders kitabı gibi; size yeni şeyler ve farklı bakış açıları
öğretiyor, ancak kitaptaki konular ilginizi çekmezse okuması zor olabiliyor. Dolayısıyla bende zaman zaman okurken sıkılmadım değil. O yüzden ilgimi çekmeyen
konuları atlayarak, ilgimi çeken konulara yöneldim. Sonuçta bu bir roman değil,
o yüzden böyle yapmakta da bir sakınca görmedim.
İyi Okumalar ! * * *
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder